Arabuluculukta Gizlilik İhlali

Gizlilik İlkesi Ve İhlali Halinde Cezai Yaptırımı

Türk Hukukunda Arabuluculuk sistemi, Hukuk Uyuşmazlıkları Arabuluculuk Kanunu’nun 22.06.2012 Tarihinde Resmi Gazetede yayınlanması ile yürürlüğe girmiştir. 12.10.2017 Tarihinde kabul edilen 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile iş uyuşmazlıklarında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvuru dava şartı olarak öngörülmüştür. 01.01.2029 yürürlük Tarihi ile ise Abonelik Sözleşmelerinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması ve Usulü Hakkında Kanunun 20. Maddesi ile 6102 Sayılı Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenerek ticari uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvuru zorunlu hale gelmiştir. Son olarak 20.03.2020 Tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilen ve 2inci Yargı paketi olarak adlandırılan  “Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” teklifinde Tüketici Mahkemelerinin konusuna giren uyuşmazlıklarda da dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması teklif edilmiştir. Türk Hukukunda zorunlu arabuluculuk sisteminin kapsamı genişletilmeye devam etmektedir. 

Kanun koyucu Arabuluculuk uygulamalarının daha etkin olabilmesi için Arabuluculuğa ilişkin temel ilkeleri belirlemiştir. Bu ilkelerden en önemlisi olan,  gizlilik ilkesi Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 4. ve 5inci maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre arabuluculuk sürecine katılan taraflar ve görüşmelere katılan kişiler de, taraflarca yapılan arabuluculuk daveti veya bir tarafın arabuluculuk faaliyetine katılma isteği, uyuşmazlığın arabuluculuk yolu ile sona erdirilmesi için taraflarca ileri sürülen görüş ve teklifler, arabuluculuk faaliyeti esnasında taraflarca ileri sürülen öneriler veya bir vakıa veya iddianın kabulü, sadece arabuluculuk faaliyeti dolayısıyla hazırlanan belgeleri delil olarak ileri süremezler ve bunlar hakkında tanıklık yapamazlar. Kanunun 5. inci maddesinin 4. Fıkrasında ise belirtilen sınırlamaların hukuk davası ve tahkimde geçerli olduğu açık bir şekilde ifade edilmiştir. Gizliliğe tabi olan hususlara örnek olarak arabuluculuk görüşmesi sırasında sunulan öneri, kabul, olaylar v.b hususlar gösterilebilecektir. Gizliliğe tabi bu bilgilerin açıklanması mahkeme, hakem veya herhangi bir idari makam tarafından istenemez. Bu beyan veya belgeler,  delil olarak sunulmuş olsa dahi hükme esas alınamaz. Ancak, söz konusu bilgiler bir kanun hükmü tarafından emredildiği veya arabuluculuk süreci sonunda varılan anlaşmanın uygulanması ve icrası için gerekli olduğu ölçüde açıklanabilir.

Gizlilik ilkesinin istisnası ise tarafların açık rızası  ve kanun hükmü ile belgelerin açıklanmasının emredilmesi halinde mümkün olabilecektir.

Kanun koyucu arabuluculuğun gelişmesi ve arabuluculuğa güveni sağlamak için gizlilik ilkesini benimsemiştir. Anayasa’nın 141. Maddesinin 1. Fıkrası ve HMK m 28’e göre mahkeme yargılamasının aleni olarak yapılması gerekmektedir. Uyuşmazlık konusunun üçüncü kişilerce bilinmesini istemeyen taraflar için bu bir sıkıntı kaynağıdır. Öyle ki, bazen uyuşmazlık konusunun taraflar dışındaki kimselerce bilinecek olması, tarafların yargı yoluna başvurarak uyuşmazlık çözümü istemelerine de engel olabilmektedir. Az ya da çok uyuşmazlık konusunun gizli kalmasını fakat bununla birlikte uyuşmazlık konusunun da çözüme kavuşturulmasını isteyen taraflar için arabuluculuk büyük bir nimettir. Arabuluculuk sürecinin kendisinden  beklenen faydayı sağlayabilmesi için uyuşmazlık içerisinde bulunan tarafların süreç içerisinde duygu, düşünce, beklenti ve delillerini net olarak ortaya koyabilmeleri gerekmektedir. Taraflar arabuluculuk süreci içerinde sunduğu delillerin, belgelerin gizli tutulacağını herhangi bir tarafça aleyhe veya lehe kullanılamayacağını bilmesi nedeni ile de süreç kaygısız ilerlemekte ve böylece taraflar  uzlaşma için daha yapıcı yaklaşmaktadırlar. Taraflar gizlilik ilkesi ile arabuluculuk sürecini mahkemeye bir ön hazırlık süreci olarak  algılamamakta böylece  birbirleri aleyhine delil toplama kaygısından sıyrılmakta daha ziyade anlaşma ve uzlaşmaya odaklanmaktadır. Böyle bir ortamda gerçekleşen arabuluculuk süreci sonunda ise taraf iradelerine uygun anlaşmalar ortaya çıkmakta, süreç sonunda anlaşma sağlanamasa bile taraflar birbirlerini anlayabilme imkânı bulabilmekte ve bu durum da toplumsal barışın sağlanmasına katkı sağlamaktadır.

Arabuluculuk sürecinde özellikle arabulucu, tarafları gizlilik konusunda detaylı olarak bilgilendirmelidir. Gizlilik koşunda bilgilenmiş taraflar ile yapılan arabuluculuk sürecinin başarıya ulaşması daha yüksektir zira taraflar daha sonra herhangi bir şekilde kullanılmayacağını ve gizli kalacağını bildiği için duygu ve düşüncelerini daha rahat ifade edebileceklerdir. Arabulucu yine bir tarafın paylaştığı bir belgeyi rızası bulunmaz ise diğer taraf ile paylaşmayacak ve gizlilik hususlarına riayet edecektir.  

 Gizlilik ilkesinin ihlali halinde uygulanacak cezai yaptırımlar ise 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıkları Arabuluculuk Kanunu’nun 33üncü Maddesinde düzenlenmektedir. Bu madde de 4üncü maddeye atıf yapılarak 4 madde de düzenlenen gizlilik kurallarının ihlali halinde uygulanacak cezaları belirtilmiştir. Buna göre gizlilik ilkesinin taraflar veya görüşmelere katılan kişiler tarafından ihlal edilmesi halinde 6 aya kadar hapis cezası ön görülmüştür. Bu suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabidir. Arabuluculuk uygulamaları yoğun bir şekilde yapılmaya başlandığından bu yana gizlilik ilkesi ile ilgili suç duyurularının yapıldığı görülmektedir. Gizlilik ihlalinde cezanın üst sınırı 6 ayı geçmediği için söz konusu suç ön ödemeye tabidir. Bu bağlamda savcılıklar yapılan suç duyurusu üzerine şüpheliye ön ödeme emri tebliğ etmektedirler. Ön ödemenin yapılması halinde soruşturma aşamasında kamu davası açılmayarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmektedir.    

Sayfamızı Paylaşın
Adalet